Ortak velayet, Türk hukuk sisteminde kapsayıcı bir yasal düzenlemeye ve eksiksiz bir hukuki altyapıya sahip olmadığı için araştırma konusudur. Dolayısıyla, özellikle boşanma sürecindeki eşler tarafından ortak velayet müessesesi merak edilir. Ortak velayet nedir? sorusunun yanıtı üzerinden şekillenen ve merak konusu hususlara mercek tutan içeriğimizin dikkatle incelenmesini tavsiye etmekteyiz.

Ortak Velayet Nedir?

Ortak velayet, evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sona ermesinin ardından çocuğa ilişkin bakım, eğitim, gözetim gibi velayete ilişkin hakların, anne ve baba tarafından müşterek kullanılmasına olanak tanıyan velayet kurumudur. Ortak velayet müessesesi Türk hukukunda yasalar marifetiyle değil, Yargıtay kararları ve uluslararası anlaşmalar üzerinden uygulama alanı bulur.

Yargıtay’ın geçmiş tarihli birçok kararı, ortak velayet kurumu ile kamu düzeni arasında müspet bir ilişki bulunmadığını ve ortak velayetin, kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini belirtmektedir. Ne var ki, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017 tarihli kararında, ortak velayete ilişkin iç hukuk düzenlemesi mevcut olmasa da tarafı olunan uluslararası sözleşmeler nedeniyle velayetin, ortak kullanılmasının mümkün olabileceği ifade edilmiştir.

Netice itibariyle; Türk hukuk sistemi, 14/03/1985 tarihinde imza altına alınan Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Numaralı Protokol’ü 2016 yılında kabul etmiş; bahse konu protokolün 5’inci maddesinde hükme bağlanan “eşler arasında eşitlik” ilkesi gereği, eşlerin talep etmesi üzerine ortak velayete hükmedilebileceği kabul edilmiştir.

Ortak Velayet Şartları

Ortak velayet kurumuna ilişkin henüz iç hukuk düzenlemesinin mevcut olmadığını, iç hukuk mevzuatımız gereği velayet hakkının boşanmadan sonra anne ya da babadan birine verilmesi gerektiğini yineleyelim. Buradan hareketle, velayet hakkının anne ve baba tarafından birlikte kullanılmasına ilişkin şartlar, ancak yargı kararları çerçevesinde ifade edilebilir:

  • Anne ve baba, ortak velayet hususunda istekli olmalıdır.
  • Anne ve baba arasındaki iletişimin, velayet hakkının müşterek kullanılmasına elverişli olması gerekir.
  • Anne ve baba, velayetin hakkının müşterek kullanılması hususundaki iradelerini boşanma davası dilekçesinde somutlaştırmalı ve görev – yetki sahibi mahkemeye sunmalıdır.
  • Hakim, ortak velayete hükmedilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğuna kanaat etmelidir. Bu bakımdan, çocuğun eğitimi, bakımı ve gelişimi gibi konularda ortak velayetin çocuk adına yararlı olmadığına kanaat ettiği takdirde, velayetin birlikte kullanılmasına hükmetmeyecektir.
  • Velayet hakkının anne ve baba tarafından ortak kullanılmasında çocuğun yaşı da önemlidir. Çocuk ayırt etme gücünü haizse hakim, kararını vermeden önce çocuğun bu husustaki görüşüne başvurur.
  • Müşterek velayet kurumunda hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Bu itibarla, hakim, somut olayın koşulları ve özelliklerine dikkat etmek ve çocuğun üstün yararını gözetmek kaydıyla hüküm verecektir.

Boşanma Davalarında Ortak Velayet

Anne ve babanın, velayet hakkının ortak kullanılması yönünde kuvvetli ısrarı üzerine somut durumun özelliklerini ve koşullarını değerlendiren hakim, çocuğun yüksek menfaatini dikkate alarak karar verir. Müşterek velayet, boşanmaya esas teşkil eden vakalarda tarafların anlaşmazlığa düştüğü çekişmeli boşanma davalarında genellikle gündeme gelmez.

Ortak velayet talebi çoğu zaman anlaşmalı boşanma davalarında söz konusudur. Ne var ki, çekişmeli bir boşanma davasında, velayet hakkının birlikte kullanılmasına katiyen karar verilemez gibi bir anlam çıkarılmamalıdır. Oldukça düşük bir ihtimal olsa dahi müşterek velayetin çocuk adına daha yararlı olacağı yönünde kanaat oluşması halinde, çekişmeli boşanma davalarında da ortak velayet söz konusu olabilir.

Özellikle belirtmekte fayda var ki, ortak velayete ilişkin taleplerde, aile hukukunda deneyim ve uzmanlık sahibi bir avukattan yardım almak, sürecin sağlıklı seyri adına en doğru yaklaşım olacaktır.