Hukuk sistemimizde, bireylerin iradi davranışlarıyla hukuki sonuçlar doğurabilmesi ve hak kazanabilmesi olarak tanımlanan fiil ehliyeti, kişilerin kendi davranışları sonucunda haklarını elde edebilme veya borçlanabilme yeteneğini ifade eder. Her vatandaşın hak ehliyetine sahip olmasına rağmen, fiil ehliyeti kişinin belirli şartları karşılaması halinde kazanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 9. ve 19. maddeleri arasında düzenlenen fiil ehliyeti alma şartları, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.

Fiil Ehliyeti Nedir, Fiil Ehliyeti Türleri Nelerdir?

Fiil ehliyeti, bireylerin hukuki haklardan yararlanabilmesi ve hukuki işlemlerden sorumlu olabilmesi anlamına gelir. Bu ehliyet sayesinde, bireyler kendi iradeleriyle haklarını kazanabilir ve borç altına girebilirler. Fiil ehliyeti, kendi içinde tam ehliyet, sınırlı ehliyet, tam ehliyetsizlik ve sınırlı ehliyetsizlik olarak dört farklı kategoride incelenir.

Tam Ehliyet: Tüm şartları taşıyan bireylerin sahip olduğu en geniş kapsamlı fiil ehliyetidir. Ayırt etme gücüne sahip, 18 yaşını geçmiş ve kısıtlı olmayan kişilere tam ehliyetli kişiler denilir. Bu kişiler, tüm hukuki süreçlere katılabilir ve borç altına girebilirler. Tam ehliyet sahibi bireyler, hukuki işlemleri kendi başlarına gerçekleştirebilirler.

Sınırlı Ehliyet: Bazı şartları taşımayan kişilerdir. Örneğin, ayırt etme gücüne sahip olmayan veya 18 yaşından küçük olan bireyler sınırlı ehliyetlilerdir. Bu durumda, yasal temsilcilerinin izni veya yasal danışmanın onayı ile bazı hukuki işlemleri gerçekleştirebilirler. Sınırlı ehliyet sahibi bireyler, belli sınırlamalar altında hukuki haklardan yararlanabilirler.

Tam Ehliyetsizlik: Hiçbir şartı taşımayan kişilerdir. Akıl hastalığı veya alkol bağımlılığı gibi sebeplerle ayırt etme gücünden yoksun olan bireyler tam ehliyetsizdir. Bu kişiler hiçbir hukuki işlem yapamazlar ve yasal temsilcileri tarafından korunurlar. Tam ehliyetsizlik, bireylerin kendilerini ve başkalarını korumak amacıyla uygulanan bir önlemdir.

Sınırlı Ehliyetsizlik: Bazı şartları taşıyan ancak kısıtlı olan kişilerdir. Örneğin, ergin olmalarına rağmen akıl hastalığı veya alkol bağımlılığı gibi nedenlerle sınırlamalara tabi tutulan bireyler sınırlı ehliyetsizdirler. Bu kişiler, mahkeme kararıyla belirlenen bazı hukuki işlemleri yapma yetkisine sahiptirler. Sınırlı ehliyetsizlik, kişilerin belirli konularda hâlâ sorumluluk alabilmelerine ve hukuki işlemlerde bazı sınırlamalarla karşılaşmalarına olanak tanır.

Ayırt Etme Gücü ve Fiil Ehliyeti

Fiil ehliyetine sahip olmak için öncelikle ayırt etme gücüne sahip olmak gereklidir. Ayırt etme gücüne sahip, 18 yaşını geçmiş ve akıl sağlığı yerinde olan kişiler fiil ehliyeti sahibi olmaktadır. Fiil ehliyeti, kişilerin hukuki yükümlülüklerinin olduğunu ve aynı zamanda da borç altına girme yetilerinin olduğunu kanıtlar. Bu sayede bireyler, kendi haklarını kullanabilir ve hukuki süreçlere aktif olarak katılabilirler.

Hukuk sisteminin temel taşlarından biri olan fiil ehliyeti, toplumun düzenli işleyişi için önemlidir. Her bireyin fiil ehliyetine uygun şekilde belirlenmesi, adaletin sağlanması ve toplumun güvenliğinin korunması açısından büyük öneme sahiptir. Hukuk sisteminde yer alan farklı ehliyet türleri, bireylerin haklarını korumak ve güvence altına almak amacıyla düzenlenmiştir. Bu sayede, herkesin hukuki süreçlerde adil bir şekilde yer alması sağlanır ve toplumun huzuru güvence altına alınmış olur.

Kısıtlılık ve Fiil Ehliyeti

Kısıtlı olmak, fiil ehliyetinin bir diğer koşuludur. Kısıtlılık sebepleri arasında; savurganlık, alkol veya madde bağımlılığı, kötü yaşam biçimi, mal varlığını kötüye kullanmak, akıl hastalığı ve zayıflığı, bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası almak sayılabilir. Bazı durumlarda kişiler kendi istekleriyle kısıtlılık kararı alabilirler. Yaşlılık, sakatlık, tecrübesizlik, ağır hastalık gibi durumlar bunlara örnek olabilir.

Ergin Olmayanların Fiil Ehliyeti

Hukuki işlemlerde bireylerin iradi davranışları sonucunda hukuki sonuçlar doğurabilme ve hak kazanabilme yeteneği, fiil ehliyetinin bir diğer açıklamasıdır. Ancak, tüm bireyler aynı şekilde fiil ehliyetine sahip değildir. Özellikle ergin olmayanlar, yani 18 yaşını tamamlamamış kişiler, fiil ehliyeti konusunda sınırlamalara tabidir.

  • Ergin olmayanlar, hukuki işlemleri kendi başlarına gerçekleştiremezler ve yasal temsilci veya vasi gibi yetişkin birinin izni olmadan hareket edemezler. Bu koruma önlemi, gençlerin hukuki süreçlere uygun şekilde katılabilmesi ve haklarının korunması amacıyla uygulanır.
  • Fiil ehliyetinin olmaması, ergin olmayanların korunması açısından önemlidir. Zira genç bireyler, bazı hukuki işlemleri iradi olarak gerçekleştirmeye yeterli olgunluğa sahip olmayabilirler. Bu nedenle, fiil ehliyetine sahip olmak için belli bir yaş sınırı ve ayırt etme gücüne erişmiş olmak gereklidir.

Ergin olmayanların fiil ehliyeti, toplumun geleceği olan gençlerin korunmasını sağlayan önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu sayede, gençlerin kötü niyetli kişilerin etkisine maruz kalmadan haklarını ve çıkarlarını koruyabilmeleri mümkün hale gelir. Ayrıca, bu sınırlama, gençlerin olgunlaşma sürecine destek olur ve ilerleyen dönemlerdeki hukuki işlemlerde daha bilinçli kararlar almalarını sağlar.

Rıza Aranmayan Durumlar

Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklar mutlak niteliktedir ve sınırlı ehliyetsiz kişi tarafından rızaya gerek kalmadan kullanılabilir. Örneğin;

  • Nişanın feshi ve manevi tazminat istemi,
  • Evliliğin butlanı,
  • Soybağının inkarı davası,
  • Zina eden eşi affetme,
  • Ayrılık ve boşanma davaları,
  • Vasiyetname yapılması,
  • Dernek ve kooperatif üyeliği,
  • Şikayet hakkının kullanılması ve şikayetten vazgeçme.

Rıza Gerektiren Durumlar

Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklar nisbi niteliktedir ve sınırlı ehliyetsiz kişi tarafından kullanılabilmesi için yasal temsilcinin izni veya işleme iştiraki gerekmektedir. Örneğin;

  • Nişanlanma,
  • Evlenme,
  • Adın değiştirilmesi istemi,
  • Mahkemeden ergin sayılma istemi. Bunun yanında sınırlı ehliyetsizin malvarlığında önemli ölçüde eksilmeye yol açacak işlemlerde de yasal temsilcinin rızası aranır.

Rıza Olsa Bile Yapılamayacak İşlemler

Türk Medeni Kanunu m.449’da yasal temsilcinin rızası bulunsa bile yapılamayacak işlemler sayılmıştır. Bunlar;

  • Kefillik yapmak,
  • Vakıf kurmak,
  • Önemli bağışlarda bulunmaktır.