İsim değiştirme davası, davacının, geçerli ve hukuki bir sebebe dayanarak, ismini veya soy ismini değiştirme talebinde bulunduğu nüfusu davasıdır. Türk hukuk düzeninde isim değiştirmek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine, isim değiştirilebilmesi adına karşılanması gereken şartların neler olduğuna ve sürecin nasıl işlediğine mercek tuttuğumuz içeriğimizin, ziyaretçilerimizce dikkatle incelenmesini tavsiye etmekteyiz.
İsim değiştirme davası, davacının (isim değiştirme talebinde bulunan kişi) ad veya soyadı değişikliği istemiyle, görev – yetki sahibi mahkemede açtığı dava türüdür. İsim değiştirme davasına ilişkin izaha muhtaç konulara değinmeden önce, isim değişikliği için nüfus müdürlüğüne veya e – devlet kapısına başvurulabileceği yönünde yaygın ve fakat yanlış inanışa açıklık getirelim.
Ad ve soyadı değişikliği için başvurulabilecek yegane hukuki yol, görev – yetki sahibi mahkemeye isim değişikliği istemiyle başvurmaktır. E – devlet kapısı üzerinden ya da nüfus müdürlüğüne başvurmak suretiyle isim değiştirmek mümkün değildir; söz konusu yollar, ancak basit yazım yanlışları bulunan isimlerin düzeltilmesi amacıyla başvurulabilir yollardır.
Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur.
Ad değişmekle kişisel durum değişmez.
Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir.
Yukarıda, isim değişikliğinin düzenlendiği ve hüküm altına alındığı madde metni paylaşılmıştır. 4721 sayılı yürürlükteki Türk Medeni Kanunu’nun 27’inci maddesinden açıkça anlaşılacağı üzere, ad değişikliği, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Dolayısıyla, isim değiştirmek isteyen kişinin işletebileceği tek hukuki yol “dava” yoludur.
Önemli! İsim değiştirme, hukuk tekniği ve bilgisi gerektiren, daima güncellendiği için de mevzuat takibi ve hakimiyet isteyen, ciddi ve kapsamlı bir müessesedir. Bu bakımdan, gerek hatalı veya ihmali işlemlere mahal verilmemesi gerekse usul ekonomisi bakımından, isim değiştirme davasında deneyimli ve yetkin bir avukattan yardım almak, oldukça yararlı olacaktır.
İsim değiştirme davası, isim değişikliği istemiyle hazırlanmış dava dilekçesinin, görev – yetki sahibi mahkemeye sunulmasıyla birlikte açılır. Asliye hukuk mahkemesi, bahse konu davada görevli mahkeme; talepte bulunanın yerleşim yeri veya nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesi ise yetkili mahkemedir. Fakat, özellikle belirtmekte yarar var ki, dava açmadan önce ciddi ve kapsamlı bir ön hazırlık yapılmalıdır.
Davaya ciddi bir hukuki hazırlık yapılması; tanık ve diğer önemli ispat araçlarının net bir biçimde belirlenmesi ve dava dilekçesinde usul hukukuna riayet edilmesi, müspet sonucun hasıl olması adına önemlidir. Sürecin efektif ve başarılı bir biçimde takibi adına avukat yardımı başvurulması halinde ise gerek davanın açılması gerekse davanın takibi işleri avukat marifetiyle yerine getirilir.
İsim değiştirme davası, ancak haklı bir sebebe dayanılarak açılabilir. Davada ileri sürülecek sebebin “haklı sebep” olup olmadığı ise hakim tarafından takdir edilir. Ancak, yargı kararları ile haklı sebep olarak değerlendirilen sebeplerden bazılarını ifade etmek gerekirse;